Burak Artuner yazdı…
Cumhuriyet’in ilanı ülkede çok geniş ve yaygın şekilde içten kutlamalara vesile oldu. Ancak muhalefet basını kışkırtıcı yayın ve propaganda ile Cumhuriyetin karşısında yer almıştı.
TBMM’de Cumhuriyet 29 Ekim 1923 günü oy birliğiyle “Yaşasın Cumhuriyet” sesleriyle kabul edildi. Bütün milletvekilleri ayağa kalkarak üç defa üst üste “Yaşasın Cumhuriyet” diye sevinçle ve coşkunlukla tezahürat yaptı.
Cumhurbaşkanı seçimini Afyon mebusu Kamil Hoca’nın (Miras) Cumhuriyet’in millet ve memlekete mutluluk getirmesini Allah’tan dileyen duası izledi.
Milletvekilleri ilk iş olarak yeni Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı’nı tebrike koyuldular. Cumhurbaşkanı seçiminden sonra Cumhuriyetin 101 pare top atışı ile kutlanması bir önerge ile TBMM’ce kabul edildi.
30 Ekim 1923 sabahı Ankara’da Eti Eserleri Müzesi’nin önündeki sırtlardan 8’inci Tümen’in topçu birliğinden bir batarya 101 pare top atışı yaparak, Cumhuriyet’in ilanını bütün ülkeye duyurdu.
Atatürk’e göre “Cumhuriyetin ilanı bütün milletçe mücibi sürur (sevinç sebebi) oldu. Her tarafta parlak tezahürat (gösteri) ilanı ile şadümani (sevinç gösterisi) edildi”
İsmet İnönü, cumhuriyetin ilanının büyük sevinci içinde, yeni bir aşk ve şevk içinde Başbakanlık görevine başlamıştı:
“Cumhuriyetin ilanı günlerinde hissetiğimiz sevinç, büyük zafer günlerinde duyulan sevinç kadar bir ferahlık vermiştir bize. Artık devletimizin şekli belli olmuştur. İçeride ve dışarıda bütün dünyaya karşı açıktan vaziyet almışız. Yepyeni bir devlet ve biz, bütün ideallerimizi tahakkuk ettirmek için sorumluluğumuzu bilerek, cesaretli bir çalışma yoluna girmiş oluyoruz. Bu bize büyük bir ferahlık vermiştir, büyük enerji vermiştir (…)”
Ankara yayınlanan İleri Gazetesi, Hakimiyet’i Milliye Gazetesi İstanbul’da yayınlanan İkdam Gazetesi 30 Ekim tarihli sayılarında Cumhuriyet sevincini sayfalarına taşımıştı.
İstanbul gazetelerinden Vatan, Tevhidi Efkar ve Tanin bu olayı küçümseyerek, soğuk bir tavırla karşılamışlardı. Bu gazetelerdeki yorumlardan bazıları şöyleydi:
“Cumhuriyet sıkboğaza getirilerek ilan edilmişti”
“Birdenbire birkaç saat içinde Anayasa’nın değiştirilmesi, en yumuşak deyimle tabii olmayan bir hareketti”
“Cumhuriyet alkış ile dua ile şenlik ve donanmalar yapmakla yaşamaz.”
“Cumhuriyet bir tılsım değildir.”
“Devletin adını taktınız, işleri düzeltebilecek misiniz?”
İşte böyle, bugün 100’üncü yılını kutladığımız Cumhuriyet’in değerini daha iyi anlarken, ufku geniş olmayanların o tarihteki eleştirilerinin de tarihin çöplüğünde yerini aldığını söylemek sanırım çok iddialı olmaz…
patronlardunyasi.com