Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu değerlendirdi: Faiz indiriminde kritik ay mayıs
Ağaoğlu ve Güldağ, Merkez Bankası’nın son kararı üzerinden faiz indirimi ne zaman başlayacak konusunu tartıştı, piyasaya etkisini ele aldı.
Güldağ: Merkez Bankası’nın faiz kararı geldi. Beklendiği gibi indirim yok. İndirim sinyali de yok. Kasımda indirim beklentisi ortadan kalkmış görünüyor. Aralık da zor gibi.
Ağaoğlu: Aralıktan önce faiz indirimini konuşmayalım demiştim.
Ağaoğlu: Güzel haber bu. Çünkü artık bir program uygulanmakta olduğu ve sonuçlar alınana kadar programın devam ettirilmesi gerektiğine dair genel bir mutabakat oluşmuş gibi görünüyor. Aralıktan önce indirim mümkün değil.
Güldağ: 8 Kasım’daki enflasyon raporunda Merkez Bankası bir sinyal verecektir. Büyük olasılık asgari ücret nasıl belirlenecek, onu da bir görelim diyerek aralık ayını da pas geçebilir. Belki de ocakta yönetilen yönlendirilen fiyatları, yani kamu zamlarını da göreyim deyip, indirimi şubata da bırakabilir.
Ağaoğlu: Bence kritik tarih mayıs. Aralık hala belki ama doğrusu mayıstan önce dişe dokunur bir faiz indirimi beklemiyorum. Bir yıllık yüksek faiz ortamında talebi ancak kontrol edebilecek hale gelebiliriz. Hane halkının enflasyonun düşeceğine inmesi zaman alıyor ve ikna edilmeleri lazım.
Güldağ: Merkez Bankası ikna oldu mu ki? Haziranda 1.64’e gerileyince “enflasyon ana eğilimi belirgin zayıflama kaydetti” denildi. Temmuz enflasyonda ana eğilim “sınırlı şekilde yükseldi” ağustos’ta “belirgin bir değişim yok” denildi. Şimdi Ekim raporunda “Eylül ayında enflasyonun ana eğilimi bir miktar yükselmiştir” deniliyor. Merkez’in de yapacak bir şeyi yok. Henüz ne enflasyonun kendisinin ne de enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınmasında başarı var. Bu süreçte sıcak parayı ürkütmeden, “yerliler” de dövize yönelmeden nasıl faiz indiririz sorusu Demokles’in kılıcı gibi Merkez’in tepesinde sallanıyor. Yine de yıllık enflasyonun seyri marttan önce bir faiz indirimine kapı aralayacak gibi…
Ağaoğlu: Dediğim faizin 40’ın altına inmesi. 30’lu rakamlar. Önce enflasyonun kalıcı olarak düştüğüne dair ikna ihtiyacı var. Bak son konut satışlarına. 141 bin konut satılmış. Bu Merkez Bankası’nda ciddi alarm işareti demektir. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bu kadar yüksek sayıda konut nasıl satıldı?
Güldağ: Biriken ihtiyaç da etkili…
Ağaoğlu: Peki alanlar şimdiye kadar mağara kovuğunda mıydı?
Güldağ: Türkiye’de her sene 600 bin evlilik yapılıyor, 180 bin de boşanma var yaklaşık. 800 bin ihtiyaç. Konut üretimi 400 bin civarında. Alma alma nereye kadar? Millet altın bozdurup ev alıyor.
Ağaoğlu: Fiyat artışı evdeki altına ciddi değer kazancı sağladı. Bir servet etkisi yarattı. Tabii bu Merkez Bankası’nı talebin devam etmesi yönüyle zorlayacak. Demek ki, yastık altındaki altını mevduata yöneltememişiz. Ama öte yandan o altın konuta dönüşerek ekonomiye geri dönüyor. Bu da iyi haber.
Güldağ: Tabii bütün bu süper haberler arasında, yüksek faizin reel sektöre verdiği zarar büyüyor.
Ağaoğlu: Yüksek faizin etkisini reel sektöre yeni görmeye başlayacağız. Üretimde kesintilerin yarattığı arz problemi de olacak. Bu da enflasyonist etki yapacak. Endişe verici. Para politikası yıpranmaya ve etkileri azalmaya başlayacak. Özetle Merkez Bankası’nın işi zor.
Güldağ: Henüz yıpranmadan para politikasını hızla destekleyecek mali ve yapısal politikaların devreye sokulmasından başka yol yok. Politika, hem vatandaşı hem reel sektörü göz ardı etmeden uygulanmalı.
Ağaoğlu: Para politikası yıpranmaya başladığında yerine koyacak çok fazla alet edavatımız yok. Resmi Gazete’de yeni bir tebliğ yayımlandı . Herkes ödemelerini bankadan, resmi kanaldan ve faturalı olarak yapacak. Artık alan da veren de sorumlu. Benzeri önlemler de gelecektir. Ancak bunlar uzun vadeli önlemler. Daha kısa vadeli tasarruf önlemlerinin yani maliye politikalarından desteğin acil gelmesi lazım.
Güldağ: Külfeti de çalışana yüklemeden gelmesi lazım. “Bütün bunlar geçici, sabredin” diyoruz ama geçmiyor. Daha Merkez Bankası’nın ikna olmadığı mesela enflasyondaki geçicilik iddiasına, yaşam pratiğinde hiç bir doğrulama görmeyen vatandaş nasıl inansın? Tüm istatistikler orta direk eriyor diyor. Toplumun gelir düzeyi yüksek ilk yüzde 10 ile en düşük yüzde 10’u arasındaki fark 14,5 kat. En üstteki yüzde 20 toplumsal gelirin yüzde 48’ine. alttaki yüzde 20 ise sadece 6’sına sahip. Sonra mafyanın, çeteleşmenin geldiği boyuttan şoke oluyoruz. Enflasyon toplumsal mutabakatı bozdu. Ekonomik eşitsizlikler arttıkça, ahlak da bozuluyor, ruh halimiz de kötüleşiyor. Giderek öfkeli bir hale geliyoruz. Şimdi oradan sağ salim çıkmak toplumsal refahı dikkate almadan olmayacak.
EURO/DOLAR PARİTESİNDE YENİ BANDA DOĞRU
Güldağ: Çin’in paketi sanki ‘güdük‘ kaldı.
Ağaoğlu: Çin’in ölçeğinde öyle. 150-200 milyar dolarlık paketler Çin’in büyüklüğü içinde eridi gitti. Saman alevi gibi bir etki yaptı. Doktor bakır diyoruz, piyasanın nabzını iyi tuttuğu için, fiyatlar düşüyor. 10 bin dolarlara çıkmıştı tonu 8 bin 800’lere geriledi. Paket, piyasalara heyecan vermedi.
Güldağ: Amerikan verileri ne diyor bu ara?
Ağaoğlu: Amerikan 10 yıllık tahvilleri 3,65’i görmüştü faiz indirim beklentileri nedeniyle. Şimdi faizlerin daha yavaş ineceği beklentileri nedeniyle 4,12’ye geldi. Bence 5 Kasım’daki seçimlere kadar çok fazla bir değişim olmayacak. Fed’in toplantısı da seçimlerden sonra.
Güldağ: Avrupa Merkez bankası da indirdi…
Ağaoğlu: 25 baz puan faiz indirimi yaptı. Önümüzdeki yol çukurlu ve tümsekli olacak işimiz zor ama enflasyon hedefimiz baki ve ona da ulaşmış durumdayız. O yüzden de bu faiz indirimini yapıyoruz diyorlar.
Güldağ: Peki bu pariteyi nasıl etkiliyor?
Ağaoğlu: Euro faizleri düşmeye devam edecek ama Amerikan faizleri daha yavaş düşecek beklentisi ile Euro 1,08’lere kadar değer kaybetti. İhracatçılarımızı uyarmıştık hatırlarsan, dolara dönmeleri için. 1,0810 biraz hızlı bir hareket ama Euro buradan yukarı gider mi dersen, hayır ihtimal düşük.
Güldağ: Ne bekliyorsun Euro’da?
Ağaoğlu: 1,0650-1,0450 bandı önümüzdeki yılın ilk çeyreğine kadar görülecektir. Faiz hareketleri yeni yeni hızlandı. Faiz farklılıkların ortaya çıkaracağı oynaklıklar da dönüp dolaşıp Euro’yu etkileyecektir.
GÜMÜŞ BASKI ALTINDA; 45 DOLARA GİDEBİLİR
Güldağ: Altın yeni rekor kırdı. Gümüş için de 45 dolara gider iddiası var…
Ağaoğlu: Galiba bu kez City Bank beni yenecek. 3.000 dolar tahmini olacak gibi…
Güldağ: Bu yıl içinde olur mu peki?
Ağaoğlu: Jeopolitik tarafta sürekli havada uçuşan kıvılcımların ortaya çıkaracağı yeni alevler etkili olacak. Aynı şekilde petrolü de etkileyecek. Ama en azından Amerikan seçimlerine kadar İran’a saldırıların sadece askeri tesisler ve bazı liderlerle sınırlı kalacağı gibi bir beklenti oluştu piyasada. O da petrolde 9 Ekim’de görülen 80 dolarlar seviyesini, ağır bir saldırı ihtimali düştüğü için tekrar 74 dolarlara geri çekti. Petroldeki arz-talep dengesi ve Çin’in paketinin de çok etkin olmayacağının anlaşılması fiyatları aşağı çekiyor. Petrolde risk azalmışsa, altın üzerindeki jeopolitik etki de görece olarak azalır. Ama yeni yüksekleri getirecek trend altında devam ediyor ve bir düzeltme için herhangi bir temel sebep yok. Onun için altındaki yükselişin devam edeceği ve söylediğin gibi gümüşte 45 dolarlar ihtimalinin olduğunu düşünüyorum. Ve gümüşteki hareketin daha parlayan bir hareket olacağını da düşünüyorum.
Güldağ: Nasıl bir hareket boyutu olur?
Ağaoğlu: Gümüşte zorlanılan 32 -33 dolar bölgesi var. Eğer bu bölge yukarıya geçilecek olursa sırasıyla söyleyeyim; Altındaki 3.000 dolar hedefi yüzde 10’luk bir hareket istiyor. Teknik olarak 3.000 dolar 2700 dolara göre 270 dolarlık bir hareket yüzde 10’luk bir harekettir. Ama gümüşteki hareket, eğer 33 dolar bandı aşılacak olursa önce 35,5- 36 dolar ve hatta 37,2’lere kadar gidiyor yüzde 20’lik bir hareketten söz ediyoruz. Ondan sonraki hedef hakikaten 45 dolar… Eğer 36,5-37,5 bandı aşılırsa 45 dolar tıpkı altının şu anda 2.650 aşıldığı için bir sonraki hedefinin 3.000 dolar olması gibi, gümüşte de 33 dolar aşılınca önce 35,5 ama sonrası 45 dolara taşıyabilir fi yatı. Gümüşün çok baskı altında kalmış bir fiyatlaması var. Önümüzdeki dönem hareket gümüşte altına oranla daha hızlı olacak.